1986 yılında Süleyman Aktaş isimli bir şahıs Antalya’da bir komiseri öldürerek “Katiller Kulübü”ne adım attı.
Aktaş, akıl hastası olduğu gerekçesiyle 5 yıllığına akıl hastanesine gönderildi.
Ekşişeyler’in haberine göre; Aktaş’ın, TEK’te elektrik teknisyenliği yaptığı dönemde 30.000 voltluk elektriğe kapılarak akli dengesini yitirdiği iddia ediliyordu.
Taburcu edildikten sonra memleketi Denizli’nin Bozkurt ilçesinin Çambaşı köyüne yerleşti. Aradan geçen üç yılın ardından, 1994 yılında öldürme dürtüleri tekrar hareket geçti ve köyden dört kişiyi öldürdü. Ancak bu sefer yeni bir stil bulmuş, kurbanlarını kafalarına ve gözlerine çivi çakarak öldürmüştü. Öldürdüğü sandığı bir adamın hayatta kalması ve ifadesinde Aktaş’ın adını vermesiyle yakayı ele verdi.
Tekrar, Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne kaldırılan çivici katil, yakalandıktan sonra polise verdiği ifadede “çivi görünce dayanamıyorum, insanların kafalarına çakasım geliyor”, “öldürme emri bana yıldızlardan geliyor ve siyasiler aracılığıyla televizyondan iletiliyor” demiş ve bir süre sonra hastaneden kaçtığında köy nüfusu, korkup kaçan insanlardan dolayı bin beş yüzlerden beş yüzlere kadar düşmüştü.
Çambaşı halkının nüfusu ancak, Süleyman Aktaş’ın taburcu edileceği korkusuyla, hakkında 2000 yılında verilen “ömrünün sonuna kadar gözetim altında tutulmalıdır” raporundan sonra eski sayısına ulaştı.
Çivici katil olarak bilinen Süleyman Aktaş, birçok anlamda adli psikiyatri ve adli tıp dersi gibi bir vakadır. Elektrik çarpması sonrası gelişen psikotik bir süreçte cinayet işlemeye başlamıştır. Çok nadir görülen bir adli psikiyatri vakasıdır.
Bir cinayetinde yaşlı bir kadını öldürmüştür. Kadının cesedi yaz günü evinde dekompoze olmuştur. Komşulardan gelen şikayet üzerine polis evi açmış ve cesedi bulmuştur. Nedeni bilinmeyen ölüm vakası olduğu için otopsi şarttır. Ancak evinde ölü bulunan yaşlı kadın kesin kalpten gidivermiştir diyerek üstünkörü bir otopsi yapılmış, kafadaki çivi tespit edilmemiştir.
Süleyman Aktaş bu cinayeti itiraf ettikten sonra mezar tekrar açılmış, exhumation sonucunda kadının kafasındaki çivi tespit edilmiş. Otopside bunu tespit etmeyen hekim görevinden alınmıştır.
Çivici katil diye anılan Süleyman Aktaş, seri katil tabirini bulan FBI’ın tanımına göre aslında bir seri katil sayılmaz. Serial killer yerine daha çok spree killer tabiri uyuyor ama hep bahsedilen Türkiye’den seri katil çıkmaması dolayısıyla son derece medyatik bir olay olan seri katil olayını kullanamayan basın, kendisini fazlaca kullanınca adı seri katile çıktı.
Dönemin popüler programları sıcağı sıcağına ve Savaş Ay’la A Takımı’nda pek çok kez cinayetleri işlendi. Sıcağı Sıcağına’da genelde kendisi ve köylüleriyle röportaj yapılırken, A Takımı’ndan aklımda kalan elinde çekiç ve çiviyle ev ev dolaşıp milletin suratına çivi çakan canlandırma. Sıcağı Sıcağına videolarına ulaşmak mümkün:
Köylüleriyle yapılan röportajdan bir kişinin “Köpekten kaçıyor. Artık ben yemiyorum köpeğe yediriyorum” demesi köylülerin kendisinden korkusunu anlatmaya yeter herhalde. Akıl hastanesinden kaçınca köyün boşalması da şaka değil, gerçek.